top of page

 

Bağımsız ve Milli Para Sistemi

Günümüzde geçerli olan kaydi para üretmeye dayalı kısmı rezev bankacılık sistemi devletleri, insanları ve ekonomileri kendilerine BAÄžIMLI hale getirmiÅŸtir. Devletlerin ve milletlerin namusu niteliÄŸi taşıyan “milletin parası” (Türk Lirası, Ä°sviçre Frank’ı, Amerikan Doları, Ä°ngiliz Paund’u, Avro vs) temsil ettikleri ülkeler tarafından yönetilebilir, devletler tarafından kontrol edilebilir olmaktan çıkmış ve ticari bankacılık sektörünün kontrolü/hegemonyası altına girmiÅŸtir. Dolayısıyla sadece ticari bankaların (para piyasası) istekleri doÄŸrultusunda yönetilen ve yönlendirilen bir unsur halini almıştır. Devletlerin Merkez Bankaları ne yazık ki artık kendi “milli” paraları ve para sistemleri üzerinde söz sahipliÄŸini yitirmiÅŸlerdir.

Bağımsız ve Milli Para Sistemi içinde bulunulan bu durumu günlük yaÅŸam akışında hiç bir deÄŸiÅŸikliÄŸe gitmeye gerek kalmaksızın, para üretiminin ve kullanıma sürülüÅŸünün mutfağında (yani bankacılık sisteminde) yapılacak basit deÄŸiÅŸikliklerle düzenleyecek olan ‘’Bağımsız ve Milli Para Sistemi’’ anlatılmaktadır. Bu sistem halihazırda 30 ülkeyi aÅŸkın uluslararası ve akademik ağı ile, bir taraftan devletlere kendi paralarının ve para sistemlerinin yönetimini tekrar ele geçirebilmelerini saÄŸlarken, diÄŸer taraftan ise ekonomileri finansal krizlerden arındırabilmenin imkanlarını sunmaktadır.

Neden BAÄžIMSIZ ve MÄ°LLÄ° PARA SÄ°STEMÄ°?

BAÄžIMSIZ: Çünkü günümüzde ticari bankacılık sisteminin gerek ödemeler gerekse mevduatlar/tasarruflar sistemini kendi bünyesi ve bilançosu üzerinden yürütmesinden dolayı devletler bankacılık sektörünü bir nevi himayelerine almak ‘’zorunda’’ kalmakta ve banka iflaslarını önlemek gibi bir görev üstlenmektedirler. Bunun tek sebebi, ÅŸayet bankalar batarsa, halkın mevduatları ve ödeme sistemi de batacak ve dolayısıyla toplumda ciddi bir ekonomik sorun meydana gelecektir. Bağımsız ve Milli Para Sistemi hem ödemeler hem de mevduat/tasarruflar sistemini ticari bankacılık sektörünün bilançosunun dışına alacak teknik altyapıyı ve metodolojiyi saÄŸlayarak, banka iflasları durumunda, sadece ilgili bankanın batması ve mevduatların veya ödemelerin hiç bir ÅŸekilde zarar görmemesinin temin eden bir düzen içermektedir. Bu durum sonucunda ise devletler bankacılık sektöründen bağımsız hale gelecek ve artık banka iflaslarının tehdidi altında günlük siyasetlerini yönlendirmek durumunda kalmayacaklar.

MÄ°LLÄ°: Çünkü bir ülkenin kendi parasının günlük kullanımda ‘’tercih’’ edilebilir olması, ilgili ülkenin para biriminin stabilitesi ve sürdürülebilirliÄŸine baÄŸlıdır. Bu unsurlara en büyük tehdidi oluÅŸturan karşılıksız para basımı, ve buna baÄŸlı olarak ise ilgili para biriminin alım gücünü kaybederek enflasyona maruz kalması durumu, Bağımsız ve Milli Para Sistemi ile birlikte ortadan kalkacak ve günümüz kaydi para üretmeye dayalı kısmi rezerv bankacılık sistemi deÄŸiÅŸecektir. Ticari bankacılık sektörü günümüzde olduÄŸu gibi ‘’kredi vermek suretiyle karşılıksız olarak kaydi para’’ basıp, para hacmini geniÅŸleterek Merkez Bankası Parası olarak adlandırılan ‘’nakdi para’’nın kullanımını minimize edemeyecektir. Bu durumun doÄŸal bir sonucu olarak da, Merkez Bankalarının para hacmi üzerindeki söz sahipliliÄŸi artacak ve ülkelerin parası alım gücü koruyabilen temeller üzerine kurgulanabilecektir. Dolayısıyla da ‘’tercih’’ edilir bir konuma gelecek ve kullanımı otomatik olarak artacaktır. Yani ülkeler ‘’milli’’ ekonomilerine, ‘’milli’’ para birimleri ile kanuni dayatmalara gerek kalmaksızın yön verebileceklerdir.

Ä°ÅŸte tam da bu noktada birkaç önemli konuyu ve Bağımsız ve Milli Para Sistemi’nin bazı avantajlarını ifade etmek isterim:

  • Piyasada gerek nakdi olarak kullandığımız gerekse elektronik ortamda banka hesaplarında tuttuÄŸumuz paranın tamamı Merkez Bankaları tarafından tedavüle çıkarılmamış, yani üretilmemiÅŸtir. Cüzdanımızda veya banka elektronik hesaplarıımızda tuttuÄŸumuz paramızın neredeyse %85-90’ının, kâr amacı güden ticari bankalar tarafından üretilip tedavüle çıkarılmakta, yani var sayıldığı gibi, Merkez Bankaları tarafından üretilip tedavüle çıkarılmamaktadır.

Bağımsız ve Milli Para Sistemi bu çarpıklığı düzeltecektir ve Merkez Bankaları tekrar para hacmine hükmedebilir konuma gelecektir.

  • Ticari bankaların para üretmeye yönelik bu ayrıcalıklı ve imtiyazlı statüsünün bir çok ülkede yasalarla net bir ÅŸekilde düzenlenmemiÅŸtir.

Bağımsız ve Milli Para Sistemi bu hukuksal açığı giderecektir.

  • Para sisteminde yapılabilecek bir kaç düzeltmeyle 1-2 yıl içerisinde Bağımsız ve Milli Para Sistemi’ne geçilebilecek ve sonrasında devlet ve kamu borçları %80 oranında geri ödenebilecektir.

Böylelikle ve halkın refahını arttırabilecekdir.

  • Bağımsız ve Milli Para Sistemi’ne geçilerek, bankalar batsa dahi, bankalarda yatan paralarınızın batmayacağı bir para ve bankacılık sistemi hayata geçecektir.

  • Tüm dünyada hâkim olan “her ekonomi büyümek zorundadır” yaklaşımını Bağımsız ve Milli Para sistemi ile beraber sona erecek ve ekonomiler büyüme baskısı olmadan istikrarlı kalabilecektir.

  • Bağımsız ve Milli Para Sistemiyle birlikte banka iflaslarıyla, mali ve spekülatif balonlara dayalı krizlerle sarsılmayan bir para ve bankacılık sistemi hakim olacaktır.

  • Bağımsız ve Milli Para Sistemiyle birlikte gelir dağılımı adaleti bir yapıya kavuÅŸacaktır.

Madeni ve kağıt paraların piyasalarda kullanım oranı dünya genelinde %5’lere kadar düÅŸmüÅŸtür. Bu da ÅŸu anlama gelir; devlet yani Merkez Bankaları, artık para üretmemektedir. Sistem devletler açısından kabul edilemez bir noktadadır. Adı üzerinde kısmi rezerv bankacılık sistemi, kısmi bir parayı referans vererek misli bir parayı kullanıma sürmektir. Bu da yeni üretilen paranın adeta karşılıksız olması anlamına gelmektedir. DiÄŸer taraftan günümüz para ve bankacılık sistemi gereÄŸi kredi vermek suretiyle ticari bankalar tarafından yani “borç” karşılığı gerçekleÅŸen bir para üretiminden bahsetmekteyiz. Buradan anlaşılan, kullanıma sürülen her birim paranın karşılığının ‘’üretim deÄŸil’’, “borç” olduÄŸu gerçeÄŸidir.

Para hacmi diye bahsettiÄŸimiz kurgu, günümüzde borç hacmi ÅŸeklinde yorumlanabilir. Çünkü ticari bankaların kullanıma sürdüÄŸü kaydi para ile meÅŸru Merkez Bankalarının üreterek kullanıma sürdüÄŸü nakdi para arasındaki oran, kaydi para lehine %99’lara ulaÅŸmış durumdadır. Yani para hacminde Merkez Bankaları’nın payı %1’lere düÅŸmüÅŸtür. Dolayısıyla parasal hacmin kontrolü meÅŸru Merkez Bankaları’ndan çıkıp, ticari bankalara geçmiÅŸtir. Bağımsız ve Milli Para Sisteminin hayata geçmesi durumunda Merkez Bankaları para hacminde tam kontrole ulaÅŸabilecek ve buna baÄŸlı olarak da devletler halihazırdaki kamu borçlarını önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde geri ödeyebilecek finansal kabiliyete eriÅŸebileceklerdir. Böylelikle vergi gelirleri, borç ödemek yerine; toplumun refahı için kullanılabilecektir.

Para ekonominin temelidir. Paranın doÄŸru kurgulanmadığı ekonomiler, statik hesabı yanlış yapılmış binalar gibidir. Eninde sonunda yıkılırlar. Para, ekonomilerin kanıdır. DiÄŸer bir taraftan bakıldığında para, ülkelerin “milli” deÄŸerlerindendir. Bu deÄŸer özelleÅŸtirilemez, bireyselleÅŸtirilemez, hükümetleÅŸtirilemez. Paraya dayalı her türlü sistem ve kurgu ülkelerin milli çıkarları doÄŸrultusunda deÄŸerlendirilmeli ve önemsenmelidir. Aksi takdirde tıpkı günümüz para ve bankacılık sisteminde olduÄŸu gibi, kimse fark etmeden “milli” bir öge olan ülke parası “ticari bankaların parası” statüsüne bürünür ve ülkelerin Merkez Bankaları tarafından yönetilemez veya yönlendirilemez bir hale gelir. Bu durum kesinlikle engellenmelidir.

Sonuç olarak her ülke nasıl sınırlarına sahip çıkıyorsa, para sistemine de sahip çıkmalı ve onu nesillerden nesillere taşıyabilmelidir.

Bağımsız ve Milli Para’nın, bankacılık ve para sistemi üzerinde hangi deÄŸiÅŸiklikler yapılması suretiyle hayata geçirileceÄŸini ve ilgili yol haritasını ‘’Nomisma – Bağımsız ve Milli Para Sistemi’’ adlı kitabımda detaylandırmış bulunmaktayım.

Uluslararası Aktörler

Our Servuces

Vollgeld

Bağımsız ve Milli Para, fikir babası olan Prof. Dr. Joseph Huber’in kendi internet sayfasıdır. Günümüz para sisteminin analizleri yapılmakta, bağımsız ve milli para sistemi açıklanmakta ve buna baÄŸlı olarak parasal bir reformun gerekliliÄŸi ortaya koyulmaktadır.

IMMR 

International Movement for Monetary Reform; Dünya çapında kâr amacı gütmeyen, bağımsız ve milli para sistemini savunan kuruluÅŸların uluslararası bir koalisyonudur ve topluma hizmet eden bu para sistemi için özel projeler yürütmektedir.

Para algısının doÄŸru tanımlanmasını saÄŸlamak, paranın yaratılıp tahsis edilme ÅŸeklini deÄŸiÅŸtirmek, ülkeler arası farklılıkları da dikkate alarak IMMR fikirlerini paylaÅŸmak, araÅŸtırmaları tartışmak ve en iyi uygulamaları yaygınlaÅŸtırmak için çeÅŸitli ulusal ve uluslararası üye örgütler desteklenerek yürütülen çalışmalarla; dünyaca ünlü ekonomistler, bürokratlar ve para politikalarında çalışmış önemli insanlar bir araya gelmiÅŸtir.

Para sistemlerinin sürdürülebilir, istikrarlı ve toplumsal refaha hizmet etmesini saÄŸlamak ve adil bir toplumun temellerinin atılması için çalışan ve dünyada yaygınlaÅŸan IMMR; Kasım ayında, dünyada para politikalarının geldiÄŸi son nokta, çözüm önerileri ve uluslararası düzeyde paranın tartışıldığı bir  zirve düzenlemiÅŸtir.

​

Monetative

2012 yılından bu yana Berlin’de kurulmuÅŸ olan Monetative derneÄŸi dünya çapında parasal reform çalışmaları yürütmekte ve ticari bankaların kaydi para üretmesi sonucunda ortaya çıkan finansal krizlerin, adeletsiz ekonomik düzenin, haksız gelir dağılımının ve aşırı borçlanmanın önüne geçmeyi hedeflemektedir. Prof. Dr. Joseph Huber (Almanya), Prof. Dr. Ole Bjerg (Danimarka), Prof. Dr. Hans-Christoph Binswanger (Ä°sviçre), Prof. Dr. Steve Keen (Ä°ngiltere), Prof. Dr. Laurence J. Kotlikoff (Amerika), Prof. Dr. Philippe Mastronardi (Ä°sviçre), Prof. Dr. Kaoru Yamagouchi (Japonya) gibi isimlerin bilimsel danışma heyetinde bulunduÄŸu dernek faaliyetlerine Almanya’da devam etmektedir.

Etkinliklerimiz

the_future_of_money_conf_görsel.png

Bağımsız ve Milli Para Sisteminin Avantajları 

​

  • Piyasada gerek nakdi olarak kullandığımız gerekse elektronik ortamda banka hesaplarında tuttuÄŸumuz paranın tamamı Merkez Bankaları tarafından tedavüle çıkarılmamış, yani üretilmemiÅŸtir. Cüzdanımızda veya banka elektronik hesaplarıımızda tuttuÄŸumuz paramızın neredeyse %85-90’ının, kâr amacı güden ticari bankalar tarafından üretilip tedavüle çıkarılmakta, yani var sayıldığı gibi, Merkez Bankaları tarafından üretilip tedavüle çıkarılmamaktadır.

Bağımsız ve Milli Para Sistemi bu çarpıklığı düzeltecektir ve Merkez Bankaları tekrar para hacmine hükmedebilir konuma gelecektir.

  • Ticari bankaların para üretmeye yönelik bu ayrıcalıklı ve imtiyazlı statüsünün bir çok ülkede yasalarla net bir ÅŸekilde düzenlenmemiÅŸtir.

Bağımsız ve Milli Para Sistemi bu hukuksal açığı giderecektir.

  • Para sisteminde yapılabilecek bir kaç düzeltmeyle 1-2 yıl içerisinde Bağımsız ve Milli Para Sistemi’ne geçilebilecek ve sonrasında devlet ve kamu borçları %80 oranında geri ödenebilecektir.

Böylelikle ve halkın refahını arttırabilecekdir.

  • Bağımsız ve Milli Para Sistemi’ne geçilerek, bankalar batsa dahi, bankalarda yatan paralarınızın batmayacağı bir para ve bankacılık sistemi hayata geçecektir.

  • Tüm dünyada hâkim olan “her ekonomi büyümek zorundadır” yaklaşımını Bağımsız ve Milli Para sistemi ile beraber sona erecek ve ekonomiler büyüme baskısı olmadan istikrarlı kalabilecektir.

  • Bağımsız ve Milli Para Sistemiyle birlikte banka iflaslarıyla, mali ve spekülatif balonlara dayalı krizlerle sarsılmayan bir para ve bankacılık sistemi hakim olacaktır.

  • Bağımsız ve Milli Para Sistemiyle birlikte gelir dağılımı adaleti bir yapıya kavuÅŸacaktır.

Contact
bottom of page